Refleksologlar, refleksolojinin stresi serbest bırakmaya yardımcı olduğunu ve bunun da vücudun iyileşmesine ve kendini yenilemesine yardımcı olduğunu varsayıyorlar. Bu sürecin nasıl çalıştığına dair birkaç teori var.
Teori 1: Refleksoloji merkezi sinir sistemi ile çalışır.
Bu teori, 1890'larda, araştırmalarıyla cilt ve iç organlar arasında nörolojik bir ilişkinin var olduğunu ve tüm sinir sisteminin bir uyarana göre ayarlandığını göstermeye başlayan Sir Henry Head ve Sir Charles Sherrington tarafından yapılan araştırmalara dayanmaktadır.
Teoriye göre, refleksologun ayaklara, ellere veya kulaklara basınç uygulaması, bu ekstremitelerdeki periferik sinirlerden merkezi sinir sistemine sakinleştirici bir mesaj gönderir ve bu da vücuda gerginlik seviyesini ayarlaması için sinyal verir. Bu, genel rahatlamayı artırır, iç organları ve sistemlerini optimum işlev durumuna getirir ve kan akışını artırır (bu, hücrelere ek oksijen ve besin maddeleri getirir ve atıkların uzaklaştırılmasını artırır). Vücuttaki dolaşım, solunum, endokrin, bağışıklık ve nöropeptid sistemlerini olumlu etkiler.
Teori 2: Refleksoloji, stresi azaltarak ve ruh halini iyileştirerek ağrıyı azaltır.
Refleksolojinin ağrıyı nasıl azalttığını da açıklayabilen başka bir teori, kapı kontrol teorisi veya daha yakın zamanda ağrının nöromatriks teorisidir. Bu teori, ağrının beyniniz tarafından yaratılan öznel bir deneyim olduğunu öne sürüyor. Beyin bunu duyusal ağrı deneyimine yanıt olarak yapar, ancak duyusal girdiden bağımsız olarak çalışabilir ve duygusal veya bilişsel faktörlere yanıt olarak ağrı yaratabilir. Bu nedenle, ruh haliniz gibi beyni etkileyen şeyler veya stres gibi dış faktörler de ağrı deneyiminizi etkileyebilir. Bu teoriye göre, refleksoloji stresi azaltarak ve ruh halini iyileştirerek ağrıyı azaltabilir.
Teori 3: Refleksoloji vücudun “hayati enerjisinin” akmasını sağlar.
Qi ve diğer kavramlar hakkında bilgi edininRefleksolojinin ağrıyı nasıl azalttığını da açıklayabilen başka bir teori, kapı kontrol teorisi veya daha yakın zamanda ağrının nöromatriks teorisidir. Bu teori, ağrının beyniniz tarafından yaratılan öznel bir deneyim olduğunu öne sürüyor. Beyin bunu duyusal ağrı deneyimine yanıt olarak yapar, ancak duyusal girdiden bağımsız olarak çalışabilir ve duygusal veya bilişsel faktörlere yanıt olarak ağrı yaratabilir. Bu nedenle, ruh haliniz gibi beyni etkileyen şeyler veya stres gibi dış faktörler de ağrı deneyiminizi etkileyebilir. Bu teoriye göre, refleksoloji stresi azaltarak ve ruh halini iyileştirerek ağrıyı azaltabilir.
Yine başka bir teori, insan vücudunda "hayati bir enerji" olduğunu iddia ediyor. Stres ele alınmazsa, enerji tıkanıklığına yol açar ve bu da bedensel verimsizliklere neden olur ve bu da hastalıklara yol açabilir. Bu teoriye göre refleksoloji, enerjinin akmasına yardımcı olur.
Teori 4: Bölge teorisi
Refleksolojinin spesifik bir tedavi türü olarak tanınması, vücudun 10 dikey bölgeye ayrıldığı Bölge Teorisi ile
başlamıştır. Her bölge, başın tepesine kadar parmak ve ayak parmaklarına karşılık gelir. Örneğin, elleriniz uyluklarınızda (avuç içleriniz aşağı bakacak şekilde) ayakta duruyorsanız, başparmaklar ve ayak başparmağı 1. bölge olacaktır. Vücudun her iki tarafında, işaret parmağı ve ikinci ayak parmağı 2. bölge vb. olacaktır.
Refleksoloji teorisinde, bir bölge içinde yer alan her organ, kapak, kas vb. ayaklarda veya ellerde bir nokta veya alan aracılığıyla erişilebilir. Örneğin, 2. ve 3. parmaklar arasında veya 2. ve 3. parmaklar arasında çalışırken, göz noktası bulunur. Basınç noktaları ve vücudun diğer bölümleri arasındaki bu yolların, yukarıda açıklandığı gibi sinir sistemi aracılığıyla bağlantılı olduğu düşünülmektedir.